TÜM BLOG YAZILARIMIZ

TÜM BLOG YAZILARIMIZ

Tarım sigortaları 6 yılda 8 kat BÜYÜDÜ

TARSİM, 2012 yılı faaliyet raporunu açıkladı. Rapora göre, 2012 yılında poliçe adedinde yüzde 26,6, sigorta bedelinde yüzde 35,9, prim üretiminde ise yuzde 13,3 artış görüldü. 2006-2007 yıllarında üretime başlanan devlet destekli tarım sigortasında, TARSİM’in her geçen yıl yeni teminatlar eklemesiyle sigortalılık oranı arttı. Branşlara eklenen her teminatla çiftçinin sigortaya olan yaklaşımı olumlu yönde değişinken. 2006-2007’de 64 milyon 103 bin lira olan prim üretimi 2012 yılında 499 milyon 348 bin liraya yükseldi. Devlet destekli tarım sigortacılığının Türkiye’deki temsilcisi TARSİM, 2012 yılı faaliyet raporunu açıkladı. Rapora göre 2012 yılında poliçe adedinde yüzde 26,6 oranında artış yaşandı, bu rakam 2011 yılında yüzde 58’di. 2011 yılında yüzde 75 artış gösteren sigorta bedelinde 2012’de yüzde 35,9 oranında artış görüldü ama bu artış 2011 ile kıyaslandığında bir düşüş olarak da görülebilir. 2011 yılında prim üretiminde yüzde 138 olan büyüme oranı 2012 yılında yüzde 13,3’te kaldı. 2012 yılında sigorta bedelinin branşlara göre dağılımıysa şöyle: Bitkisel Ürün yüzde 58,2, Büyükbaş Hayvan Hayat yüzde 21,4, Sera yüzde 13,9, Su Ürünleri Hayat yüzde 3,4, Küçükbaş Hayvan Hayat yüzde 2,1, Kümes Hayvanları Hayat sigorta bedeli ise yüzde 1. Raporda branşlara göre prim üretiminin dağılımıysa şu şekilde veriliyor: Bitkisel Ürün yüzde 54,6, Büyükbaş Hayvan Hayat yüzde 34, Küçükbaş Hayvan Hayat yüzde 5,1, Sera yüzde 3,1, Su Ürünleri Hayat yüzde 2,7, Kümes Hayvanları Hayat yüzde 0,5. Poliçe dağılımında da rakamlar şu şekilde kaydedildi: Bitkisel Ürün yüzde 93,2, Büyükbaş Hayvan Hayat yüzde 4, Sera yüzde 1,9, Küçükbaş Hayvan Hayat yüzde 0,9, Su Ürünleri Hayat yüzde 0,01, Kümes Hayvanları Hayat yüzde 0,03. Bunların yanı sıra, raporda, 2012’de ödenen hasarların branşlara göre dağılımı şöyle aktarılıyor: Büyükbaş Hayvan Hayat yüzde 53,2, Bitkisel Ürün yüzde 40,5, Sera yüzde 5,4, Küçükbaş Hayvan Hayat yüzde 0,8, Su Ürünleri Hayat yüzde 0,1, Kümes Hayvanları Hayat yüzde 0,01. Bitkisel Ürün Sigortası’nın Yıllar İtibarıyla Gelişimi 2007 yılında üretimine başlanan bitkisel ürün sigortasında en çok artış 2011 yılında gözlemleniyor. Öyle ki bu branş 2011’de yüzde 161 gibi çok iyi bir rakam yakalıyor. 2012 yılında bitkisel ürün sigortasında prim üretiminde en çok artış yüzde 15,9 ile Malatya ilinde oluyor. İl bazında poliçe dağılımındaysa yüzde 10,5 ile Tekirdağ birinci. Ürün bazında sigorta bedelini en çok artıransa yüzde 26,9 ile buğday oluyor. Prim üretimi dağılımında ürün bazında yüzde 19,4 ile kayısı ilk sıraya oturuyor fakat poliçe sayısı dağılımında yüzde 42,9 ile buğday birinci oluyor. Ödenen hasarlardan en yüksek oran yüzde 16,6 ile buğday, ödenen hasarların nedenine göre en yüksek hasar sebebi yüzde 73,7 ile dolu yağışından kaynaklanıyor. Sera Sigortası’nın yıllar itibarıyla gelişimi Poliçe üretimine 2006 yılının ikinci yarısından itibaren başlanan Sera Sigortaları’nın 2012’deki toplam prim üretimindeki payı 3,1. Sera sigortaları poliçe adedinde en çok artış 2012 yılında yüzde 121 oldu. Sigorta bedelinde ve prim üretiminde en çok artış 2011 yılında gerçekleşti. Küçükbaş Hayvan Hayat Sigortası’nın yıllar itibarıyla gelişimi 2011 yılında kesilmeye başlanan Küçükbaş Hayvan Hayat Sigortası’nın 2012’de toplam prim üretimindeki payı yüzde 5,1. 2012 yılında bu branş poliçe adedinde yüzde 271, sigorta bedelinde yüzde 322, prim üretimindeyse yüzde 302 artış yakaladı. İl bazında sigortalı hayvan sayısı dağılımında yüzde 9,4, il bazında sigorta bedeli dağılımında yüzde 9,3, il bazında prim üretimi dağılımında yüzde 9,3 ile Konya birinci sırada yer alıyor. HER 4 KİŞİDEN BİRİ TARIM ALANINDA ÇALIŞIYOR Türkiye’de tarım sektörü; nüfusun gıda maddeleri gereksinimini karşılaması, milli gelire ve istihdama katkısı, tarıma dayalı sanayinin ham madde ihtiyacını karşılaması, nüfusun belli bir kesimine istihdam imkanı sağlaması, dışa bağımlılığın önlenmesi ve ödemeler dengesi üzerinde önemli ve olumlu etkilerinin olması gibi başlıca temel nedenlerle, ekonomide stratejik rol ve işlevini korumayı sürdürüyor. Tarım sektörünün ekonomiye katkısını, diğer bir deyimle ekonomideki yerini, Tarımsal Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) belirliyor. GSYİH’nin genel ekonomi içindeki payı, bu katkının büyüklüğünü ve önemini ortaya koyması bakımından önemli. Türkiye’nin millî geliri, 2012 yılında 782 milyar dolara ulaşmış olup, bunun yüzde 8’ini; yani, 62,5 milyar dolarını tarım oluşturdu. Yani, tarımsal GSYİH 2002 yılında 23,7 milyar dolardan, 2012 yılında 62,5 milyar dolara çıktı. Bu değerler, tarım gibi faaliyet alanı büyüklük olarak değişmeyen bir sektörde, daha az insanın, daha çok ürettiğini ve verimliliğin arttığını bize göstermesi açısından önemli. Yine 2002 yılında tarımda kişi başına gelir 1000 dolar civarındayken, 2012 yılı itibarıyla 3 bin 622 dolara çıktı. Ülkemizde 2002 yılında, çalışan insanların yaklaşık yüzde 35’i tarımda çalışıyorken, bugün Türkiye’de çalışanların yüzde 24,6’sına tekabül eden yaklaşık 6,1 milyon kişi tarım sektöründe çalışıyor. Yani, nüfusun 1/3’ü, tarımsal faaliyetlerle geçimini sağlıyor. Bir başka ifadeyle çalışan her dört kişiden biri, tarım alanında faaliyet gösteriyor. Büyükbaş Hayvan Hayat Sigortası’nın yıllar itibarıyla gelişimi 2012'de Büyükbaş Hayvan Hayat Sigortası’nın toplam prim üretimindeki payı yüzde 34. Büyükbaş Hayvan Hayat Sigortası poliçe adedinde en çok artış yüzde 119’la 2009 yılında yaşanırken, sigorta bedelinde en çok artış yüzde 133 ile 2010 yılında gerçekleşti. Bu branş prim üretiminde de yüzde 145’le yine 2010 yılında en çok artışı gerçekleştirmiş. Sigortalı hayvan sayısındaki en çok artış ise 2011 Bu branşta İl Bazında Sigortalı Hayvan Sayısı Dağılımı’nda yüzde 8,5, İl Bazında Sigorta Bedeli Dağılımı’ndaysa yüzde 8,7 ve İl Bazında Prim Üretimi Dağılımı’nda yüzde 7,8 ile birinci Konya. Büyükbaş Hayvan Hayat Sigortası’nda ödenen hasarların nedenine göre dağılımında başı yüzde 44,4 ile ölüm alıyor. Kümes Hayvanları Hayat Sigortası’nın yıllar itibarıyla gelişimi Üretimine 2006 yılının ikinci yarısından itibaren başlanan Kümes Hayvanları Hayat Sigortası’nın 2012 yılında toplam prim üretimindeki payı yüzde 0,5. Bu branşın poliçe adedinde en çok artış yüzde 237 ile 2008 yılında gerçekleşmiş. Sigorta bedelindeki artış ise yüzde 116, prim üretimindeki artış da yüzde 150 ile Su Ürünleri Hayvan Hayat Sigortası’nın yıllar itibarıyla gelişimi Üretimine 2006 yılının ikinci yarısından itibaren başlanan Su Ürünleri Hayvan Hayat Sigortası’nın 2012'de toplam prim üretimindeki yeri yüzde 2,7. Bu branşın poliçe adedinde en çok artış yüzde 185 ile 2012 yılında gerçekleşti. Sigorta bedelinde yüzde 171 ve prim üretiminde yüzde 192 ile en çok artış 2011’de görüldü.

"Alkollüyken Kasko Ödemez" Devri Bitti

Yargıtay, çok tartışılacak bir karara imza atarak, sürücünün alkollü olmasını sigorta bedelinin ödenmemesi için tek başına yeterli saymadı. Emsal oluşturacak karara göre, sigorta şirketleri sürücü alkollü olsa da oluşan hasarı ‘kusuru olmaması halinde’ ödemek zorunda kalacak. Yargıtay’dan kasko şirketlerine kötü haber geldi. Yargıtay 17’nci Hukuk Dairesi, sigorta şirketinin ‘sürücü alkollü’ diye karşılamadığı, 10 bin liralık onarım bedelinin ödenmesine vize verdi. N.B adli kadın sürücü, dört yıl önce Mardin Nusaybin’de kaskolu aracıyla tek taraflı trafik kazası yaptı. Hasarlı araç 922 kilometre uzaklıkta Çorum’daki servise çekiciyle taşınıp onarıldı. Sigorta şirketi, “sürücü alkollü” diyerek hasarı ödemedi. N.B, onarım ve çekici masraflarının karşılanması için 16 bin 400 liralık maddi tazminat davası açtı. Davalı temyize gitti Gölcük 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, davalı sigorta şirketinin avukatının ‘Sürücü alkollü, hasar teminat dışında’ itirazına rağmen bilirkişi raporu ışığında hasarın ödenmesine karar verdi. Mahkeme, 2 Kasım 2011’de faturalandırılan 10 bin 34 liralık onarım ve bin 400 liralık çekici masrafının toplamı 11 bin 434 liranın davacı sürücüye ödenmesine hükmetti. Davalı sigorta şirketi ise kararı temyiz etti. İki taraflı şikayetleri inceleyen Yargıtay 17’nci Hukuk Dairesi, 10 bin 34 liralık tamir masrafının ödenmesini usul ve yasaya uygun bulup onadı. Kanıtlanması gerekir Avukat Alper Sarıca, Yargıtay’ın sürücünün alkollü olmasını sigorta bedelinin ödenmemesi için tek başına yeterli saymadığını belirterek, “Kara taşıtları kasko sigortası genel şartlarına göre rizikonun teminat dışı kalabilmesi için sürücünün sadece alkollü olması yeterli değildir. Kazanın münhasıran alkolün etkisi ile oluştuğunun sigortacı tarafından kanıtlanması gereklidir” dedi. Bir kişinin sırf ‘alkollü’ diye sigorta şirketinin ‘Ben hasarı ödemem’ diyemeyeceğini ifade eden Sarıca şunları söyledi: Kazada alkol etkisi yok “Yargıtay, bu kararda sürücünün alkollü olmasını kazada etkisi olmadığı sonucuna vararak, tazminat talebini kabul etmiştir. Sürücüsü 200 profil alkollü olsun, yolunda giderken, karsı şeritten bir araba gelip üzerine düşerse, kasko şirketi ‘alkollüsün ödemem’ diyemez. Yargıtay’ın uygulamaları bu yönde. Yargıtay, kazaya münhasıran alkolün yol açıp açmadığına, yol, hava şartlarına, kusur oranına bakıyor. Ama biz Türk insaniyiz. Sigorta şirketleri ‘alkollü’ diye hasarı ödemiyor, 100 kişiden 5’i dava açıyor.” Alkol varsa sigorta kesinlikle ödenmez Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği Genel Sekreteri Erhan Tuncay, konu ile ilgili olarak şunları söyledi: “Alkollü araç kullanılırken yapılan kazalarda kasko kesinlikle ödemez. Zaten bu durum kanunda da var. 30 ya da 50 profil diye bir sinir da olmadığına göre, alkollü aracın kazasını kaskonun hiç bir şekilde ödemeyeceği sonucu ortaya çıkıyor. Mahkemenin bu kararı neye göre verdiğine bakmak lazım. Türkiye, alkollü araç kullanmanın yasak olduğu bir ülke. Başlangıç noktası olarak bunu alırsak, ödenmeyeceğini görebiliriz.” 922 km çekici ücreti kaskoya ödetilmedi Yargıtay, Gölcük 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin bin 400 liralık çekici masrafının sürücüye ödenme kararını ise bozdu. 922 kilometre çekici ücretinin kaskoya ödetilemeyeceği kararını veren Yargıtay, aracın kaza yerine en yakin servise çektirilmesi gerekirken, Nusaybin’den Çorum’a getirilerek, zararın ağırlaştırıldığını belirtti. Mahkemenin ayni bilirkişiden ek rapor alarak, “olağan” ve “makul” bir çekici ücreti belirlenmesi istendi. Yerel Mahkeme bozmaya uyarsa, “makul-olağan” yeni bir çekici ücreti belirleyecek. Ancak, mahkeme ilk kararda direnirse son sözü Yargıtay Hukuk Genel Kurulu söyleyecek.

TSEV’den Kısa Süreli Eğitim Programları

TSEV’in sektöre her ay düzenli olarak sunduğu Kısa Süreli Eğitim Programları haziran ayında da yenilenen içerikleriyle sektör ve ilgililere sunuluyor. Yangın, Nakliyat, Havacılık sigortaları ve Reasürans gibi ana branşların yanında sigorta hukuku, dijital sigortacılık ve operasyonel planlama gibi farklı alt dallarda eğitimlerin bulunduğu haziran ayı programında Hazine Müsteşarlığı’ndan uzmanların vereceği iki yeni eğitim de yer alıyor. 1 ila 3 gün arasında planlanan kısa süreli eğitim programlarına katılanlara katılım sertifikası veriliyor. Yeni Başlayanlar İçin Sigortacılığa Giriş Programı TSEV tarafından her ay düzenli olarak organize edilen “Yeni Başlayanlar İçin Sigortacılığa Giriş Programı” hayat dışı ve hayat sigortaları özelinde iki ayrı program olarak hem haziran hem temmuz aylarında planlanmıştır. ‘Hayat Dışı’ sigortacılıkta 4 gün; ‘Hayat’ sigortacılığında ise 3 gün şeklinde planlanan program için son başvuru tarihi, 6 Haziran’da başlayacak program için 2 Haziran; 10 Temmuz’da başlayacak program içinse 5 Temmuz’dur.  Kaza Ve Sorumluluk Branş Eğitimi TSEV’in kaza ve sorumluluk sigortalarında görevli olan çalışanlara yönelik olarak hazırladığı ileri düzey eğitim programı, ağustos ayında başlayacaktır. Sertifika Verilecek Program kapsamında, konusunda uzman eğitmenler eşliğinde “Oto Kaza ve Zorunlu Oto Kaza Sigortaları”, “Sorumluluk Sigortaları”, “Ferdi Kaza Sigortaları” ana başlıkları ele alınacaktır. Program sonunda yapılacak proje – sunum çalışmasının ardından katılımcılara TSEV tarafından başarı sertifikası verilecektir. Ağustos ayında başlayacak ileri düzey eğitim programına; Temel Sigortacılık Eğitim Programı mezunları veya ilgili branşta en az 3 yıl deneyimli olup, karar alma süreçlerinde yer alan çalışanlar katılabilecekler. Branş eğitimlerinde saha çalışmaları gerçekleştirildi. TSEV’in 1973’ten bu yana organize ettiği ve sigorta sektörünün en prestijli programı olarak bilinen Temel Sigortacılık Eğitim Programı Branş Eğitimlerinde bu yıl da saha çalışmaları gerçekleştirildi. Nakliyat Sigortaları Branşı’nda ‘Nakliyat Sigortalarında Hasar Uygulamaları ve Ekspertiz Süreci’ dersine bağlı olarak eğitmen Fikret Gülbahar eşliğinde 4 Mayıs’ta Yılport Limanı ziyaret edildi. Liman görevlilerinin yaptığı tanıtımın ardından katılımcılar gemi yükleme ve boşaltma hakkında izleyerek bilgi sahibi oldular. Gözetim merkezi odasının da ziyaret edildiği saha çalışmasında liman içerisindeki insan değeri üzerine de vurgu yapıldı. Kaza Sigortaları Branşı’nda 11 Mayıs’ta ‘Kaza Sigortalarında Hasar Uygulamaları ve Ekspertiz Süreci’ dersine bağlı olarak eğitmen Ahmet Erdem eşliğinde 10 Mayıs’ta İstinye’de Borusan Oto’ya gidilerek burada bir çalışma gerçekleştirildi. Oto hasar konusunda sürecin işleyişi Borusan çalışanları tarafından uygulamalı olarak katılımcılara anlatılırken, yine canlı olarak ekspertiz çalışması da gerçekleştirildi. Borusan yetkilileri tarafından katılımcıların soruları detaylı bir şekilde cevaplandırılırken, saha çalışması öğle yemeği ile son buldu. Yangın & Mühendislik Sigortaları Branşında ise ‘Mühendislik Sigortalarında Risk Yönetimi’ dersi kapsamında eğitmenlerimiz Süheyl Becan ve Ali Börü eşliğinde 11 Mayıs’ta TÜPRAŞ İzmit Rafinerisi ziyaret edildi. Öğle yemeğiyle başlayan ziyarette TÜPRAŞ yetkilileri tarafından gerçekleştirilen sunumlarda RUP Projesi ve işletmedeki güvenlik tedbirleri üzerinde duruldu. Katılımcıların sorularının detaylı olarak cevaplandığı soru-cevap bölümünün ardından ise TÜPRAŞ içerisinde araçla saha turu yapıldı. Geçtiğimiz ekimde başlayan 34. dönem Temel Sigortacılık Eğitim Programı’nın ilk yarı yılı ocak ayında sona ermiş; ikinci yarı yıl ise 6 farklı branşta, Yangın & Mühendislik Sigortaları, Kaza Sigortaları, Nakliyat Sigortaları, Hayat Sigortaları, Sağlık Sigortaları ve Muhasebe olarak şubat ayında başlamıştı. Mayıs ayında sona erecek olan programın 35. dönemi duyuruları ve kayıt süreci ise temmuz ayında başlayacak.

TARSİM; Sigorta Sadece Zor Zamanlarda Hatırlanmamalı

Tarım Sigortaları Havuzundan (TARSİM) yapılan açıklamada sigortanın sadece zor zamanlarda hatırlanılmaması gerektiğini belirtti. Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM), sigorta bilincinin toplum genelinde yaygınlaştırılması amacıyla, bu yıl 29 Mayıs – 4 Haziran tarihleri arasında kutlanan Sigorta Haftası ile ilgili bir kutlama mesajı yayınladı. TARSİM'den yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "TARSİM olarak, üreticilerimizin talep ve beklentilerine yönelik duyarlılığımız üst düzeyde. Şartlar elverdiğince, yenilikleri en hızlı ve etkin bir şekilde uygulamaya alıyoruz ve üreticilerimizin hizmetine sunuyoruz. Bu yılın başında üreticilerimizin uzun zamandır beklediği İlçe Bazlı Kuraklık Verim Sigortasını buğday ürününde uygulamaya aldık, büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar için hırsızlık teminatını vermeye başladık ve meyve ağaçları da artık teminat kapsamında. Frekansı ve şiddeti artan risklerle dolu dünyamızda, sigorta artık ihtiyaç ve zorunluluk. Tarımsal üretimde tohum, gübre, ilaç, yem ve diğer bitki besleme maddeleri gibi sigorta da önemli bir tarımsal girdi konumunda. Tarımsal üretimin verimli ve sürdürülebilir olması için sigortayı sadece başımıza kötü bir şey geldiğinde hatırlamak yerine hayatımızın bir parçası olarak görmek, zamanında ve mutlaka yaptırmak son derece önemli. Bu bilincin toplumumuzda oluşması ve yaygınlaşması amacıyla gerçekleştirilen SigortaHaftası'nı kutluyor, üreticilerimize Tarım Sigortalarını ihmal etmemeleri önerisinde bulunuyoruz"

Kadınlar Emeklilikte İyi Maaş, Erkekler Güvence Arıyor

Bireysel emeklilik ve hayat sigortası şirketi AvivaSA, gençlerin bireysel emeklilik sistemine yaklaşımını ve tasarruf alışkanlıklarını öğrenmek amacıyla, Yöntem Araştırma Danışmanlık işbirliği ile “Gençlerin Emeklilik ve BES Algısı” araştırmasını gerçekleştirdi. Türkiye’nin 15-35 yaş arası kentsel nüfusunu temsil eden grup üzerinde yapılan araştırmada, kadınlar ve erkekler arasındaki en önemli farkın, Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) algısında olduğu dikkat çekti. Kadınlar BES’i, “iyi maaş almak” olarak algılarken; erkeklerin algısında ise, “geleceklerini garanti altına” almak çok daha önemli…   Konuyla ilgili bir açıklama yapan AvivaSA CEO’su Fırat Kuruca; “Araştırmamızdaki cinsiyet ve yaş kırılımlarındaki bulgular önemli. Genç kadınlarımızın, “iyi maaş” gibi daha somut, olgusal algısının yanında; genç erkeklerimizin, “gelecek garantisi” gibi daha soyut sayılabilecek algısı dikkat çekici. Ayrıca, bu yaş aralığının BES’i, tasarrufa en uygun birikim şekli olarak görmesi; sektörümüzün geleceği için umut verici.” dedi.   Ya BES Olmasaydı? Hem kadınlar (yüzde 58,4), hem de erkekler (yüzde 52,9) BES’i tasarrufa uygun bir birikim şekli olarak görürken; “BES olmasaydı hangi tasarruf araçlarını seçerdiniz?” sorusuna ağırlıklı olarak, vadeli hesap (kadınlar yüzde 46,6, erkekler yüzde 48,9) yanıtını veriyorlar. Vadeli hesabı izleyen yanıtlarsa, gayrimenkul (kadınlarda yüzde 31,6, erkeklerde yüzde 32,6) ve yastık altı (kadınlarda yüzde 21,7, erkeklerde yüzde 18,6) Hem kadınlar, hem erkekler daha fazla devlet katkısı istiyor.   “Gençlerin Emeklilik ve BES Algısı” araştırması, kadınların yüzde 25,4’ünün, erkeklerin ise yüzde 29,2’sinin, gelecek 5 yıl içerisinde BES yaptırmayı planladığını ortaya koyuyor. Araştırma sonuçları ayrıca, hem kadınlarda (yüzde 31,7), hem de erkeklerde (yüzde 38,8) devlet katkısının daha fazla olması durumunda, BES’i tercih edeceklerini gösteriyor. Araştırma sonuçlarına göre, kadınlar sigorta konusunda, öncelikle kurumların internet sitelerinden (yüzde 40,6) bilgi alırken, erkekler ise, eş, dost tavsiyesine önem veriyor (yüzde 38,5).   Erkekler Tasarrufa Daha Eğilimli   Gençlerin tasarruf yapma durumlarının da irdelendiği araştırmaya göre; erkeklerin yüzde 66,6’sı tasarruf yaptığını belirtirken, bu oran kadınlarda yüzde 53,7’ye düşüyor.

Borçluyuz Ama Birikimi Seviyoruz

NN Hayat ve Emeklilik adına Nielsen tarafından ilki Temmuz 2016’da 8 ilde 15 ve üzeri çalışanı olan şirketlerin çalışanları ile yapılan geniş çaplı otomatik katılım araştırmasının şubat sonuçları açıklandı.   Çalışanların otomatik katılım konusundaki yaklaşımlarını izlemek üzere gerçekleştirilen araştırmanın en dikkat çekici sonucu, çalışanların borçları olsa dahi birikim yapmayı ertelemiyor olmaları. Araştırmada, katılımcılara “Borçlarınız yüzünden tasarruf yapmayı erteler misiniz?” sorusu sorulduğunda, borcu olduğunu belirten her 10 kişiden 5’i borcu olmasına rağmen tasarruf yapmayı ertelemediğini ve yastık altı, banka, mevduat gibi yatırım araçları yolu ile birikim yapabildiğini belirtiyor.   BİLİNİRLİKTE EN ÇOK TV REKLAMLARI ETKİLİ   Otomatik katılımın bilinirliğinin oldukça yüksek olması da araştırmanın öne çıkan sonuçları arasında yer alıyor. Her 10 kişiden 9’u Bireysel Emeklilik Sistemi’ne otomatik katılımı duyduğunu belirtiyor ve bu bilgiyi en çok TV reklamlarından edindiklerini ifade ediyor.   NN Hayat ve Emeklilik Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Beste Yıldız, “Araştırmamızın sonuçlarına göre her 10 kişiden 5’i borçları olmasına rağmen tasarruf etmeyi sürdürdüğünü söylüyor. Ancak bu oranın uzun vadede artması çok önemli. Otomatik katılımın bu açıdan atılmış temel adımlardan biri olduğunu düşünüyorum. Çalışanların  dahil olmak için bir efor sarf etmelerini gerektirmeyen, devlet tarafından çok önemli teşviklerin verildiği bu sistem, önümüzdeki dönemde tasarruf alışkanlığının artmasına pozitif katkı sağlayacaktır. Üzerinde durmak istediğim bir diğer nokta da; kişilerin para biriktirmek için vazgeçebilecekleri aylık ortalama keyfi harcama tutarı. 371 lira olarak hesaplanan bu tutarın bir kısmından vazgeçerek otomatik katılıma aktarmak, birikim yaparak emeklilik döneminde ek bir gelire sahip olabilmek için en cazip yöntem. Çünkü sistem her ay maaşımızdan yapılan prime esas kazancımızın %3’üne karşılık gelen kesinti ile uzun vadede birikim yapma olanağı sağlıyor” dedi.

Ekinoks Plus Özel Sağlık Sigortası

              Akdeniz Bölgesinin Yetkili Tek Acentesi                       ATSIZOĞLU SİGORTA A.Ş                     Ekinoks Plus Özel Sağlık Sigortası Demir Hayat’ın derin sağlık sigortası deneyimi, Memorial Sağlık Grubu’nun bilgi ve birikimlerini yakın ilgi ile birleştiren uzman sağlık personeli ve hasta odaklı hizmet anlayışıyla buluştu. Memorial Sağlık Grubu hastanelerinde nitelikli sağlık hizmetinden yararlanabileceğiniz bir sağlık sigortası ürünü ortaya çıktı: Ekinoks Plus Sağlık Sigortası. Demir Hayat Sigorta 23 yıllık sağlık sigortacılığı deneyimi ile ihtiyaca özel planlar üretmeye devam ediyor. Sadece Memorial Sağlık Grubu’nda geçerli, Ekinoks Plus’ın yatarak tedavi ve yatarak+ayakta tedavi, doğum teminatı olmak üzere ihtiyaca göre ve her bütçeye uygun farklı plan alternatifleri bulunuyor. Kimler yararlanabilir ? Türkiye'de yerleşik 18-60 yaş arasındaki gerçek kişiler. Hangi avantajları sağlar ? Ekinoks Plus Özel Sağlık Sigortası; yatarak tedavi ana teminatı yanında, limitleri seçime bağlı ayakta tedavi, doğum ek teminatları ve zengin asistans hizmetleri ile ihtiyaçlarınıza uygun seçenekler sunar. Tüm Türkiye’de Memorial Grubu Sağlık kuruluşlarında geçerli Memorial Sağlık Grubu; İstanbul, Ankara, Kayseri, Antalya ve Diyarbakır’da bulunan 11 hastane, 2 tıp merkezi ve 1 wellness merkezi ile sağlığınız için daima yanınızda. Ömür Boyu Yenileme Garantisi’nden faydalanma imkanı Zengin asistans hizmetleri Online Doktor Diş Paketi* VIP Check-up* Wellness hizmetlerinde indirim avantajı            Ekinoks Plus Sağlık Sigortası sahipleri, Memorial Wellness - Zorlu şubesinde 1 yıl boyunca geçerli olmak üzere aşağıdaki indirimli hizmetlerden faydalanabilirler. Vildan Çelik tarafından uygulanacak Beslenme ve Diyet seanslarında %20 indirim. Medikal fitness danışmanı tarafından özel analiz ile birebir gerçekleştirilen Reformer Pilates seanslarında %20 indirim. Bölgesel yağlardan kurtulabileceğiniz, vücut şekillendirmede en ileri teknoloji olan I-lipo seanslarında %20 indirim. Nemini kaybetmiş, yapısı bozulmuş cilt dokusuna bile güvenle uygulanan en gelişmiş cilt yenileme sistemi Hydrafacial için 4 seanslık paketlerde geçerli %20 indirim. Teminat kapsamı Yatarak Tedavi Yatarak tedavi teminatı anlaşmalı kurumlarda  %100 ve limitsizdir. Ayakta Tedavi Doktor muayene, laboratuvar hizmetleri, görüntüleme ve tanı yöntemleri, ileri tanı yöntemleri, fizik tedavi teminatlarından oluşur. 5.000 TL limitlidir. Doğum Teminatı Doğum teminatı, Yatarak+Ayakta planların kapsamına dahil edilebileceğiniz bir teminattır. Doğum teminatı, hem bebeğinizi hem de sizi güvence altına alır. 2 farklı limit seçeneği bulunmaktadır: 5.000TL ve limitsiz. Bu hizmetlerden faydalanmak için Müşteri Hizmetleri’mizle iletişime geçiniz 0 242 230 49 90

Kasko Sigortası Hangi Riskleri Kapsar

Kasko sigortası hangi riskleri kapsar sorusunun cevapları, kasko ürünlerinin kapsamına göre değişebilir. Kasko sigortası yaptırmadan önce teminatları iyi araştırarak isteğinize uygun bir poliçe satın almanızda fayda var.   Enflasyon teminatı Olası bir hasarda sigortalı aracın değerinin enflasyona karşı korunmasını sağlar.   Deprem ve yanardağ püskürmesi teminatı Deprem ve yanardağ püskürmesi sonucu sigortalı araçta oluşabilecek hasarlar teminat altına alınır.     Terör teminatı Grev, lokavt, kargaşalık, halk hareketleri ile bunları önlemek ve etkileri azaltmak üzere yetkili organlar tarafından yapılan müdahaleler sonucunda oluşabilecek zararlar güvence altına alınır.   Sel ve su baskını teminatı Sel ve su baskını ile meydana gelen zararlar bu teminat kapsamında ödenir. Son yaşadığımız sel felaketinde mağdur duruma düşen kaskolu araç sahiplerinin poliçelerinde bu teminatın olmaması halinde oluşan zararları sigorta şirketince maalesef karşılanmamaktadır. Bu nedenle bu güvencenin alınması çok önemlidir.   Ferdi kaza teminatı Çok küçük bir prim ile vefat ve kalıcı sakatlığa karşı araçta bulunan şoför ve yolcuları güvence altına alır. Bir kaza sonucunda araçta bulunanların vefat etmeleri halinde kanuni varislerine, kalıcı sakat kalmaları halinde ise kendilerine poliçede yazılı limitlerle tazminat ödenir.   Ferdi kaza deprem teminatı Deprem sonucu araçta bulunan yolcuların vefat etmeleri durumunda kanuni varislerine, kalıcı sakat kalmaları durumunda kendilerine tazminat ödenir.   İhtiyari mali mesuliyet teminatı Sigortalı aracın sahibine düşen hukuki sorumluluk karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası (trafik sigortası) limitlerini aşıyorsa yani bir kaza durumunda 3. şahıslara verilebilecek zararlar zorunlu trafik sigortası limitlerini aşıyorsa bunun üzerinde kalan kısım için poliçede yazılı limitler dahilinde ilave güvence sağlar.       Hukuksal yardım teminatı Bir kaza sonucu araca bağlı veya sürücüden kaynaklanan uyuşmazlıklardan doğan hukuki giderleri karşılar. Limitler dahilinde bütün işlemlerin masraflarını ve sürücünün geçici olarak serbest bırakılabilmesi için kefalet ücretini borç olarak öder.   Eskime payı düşmeme teminatı Aracın hasar sebebiyle tamir edilmesi sırasında değiştirilen hasarlı parçalarının yerine yenilerinin sigortalı tarafından herhangi bir ek prim ödenmeden takılmasını sağlar. Teminat alınmaz ise aracın yaşı ile orantılı olarak hasar tazminatından kesinti yapılır.   Kullanım kaybı teminatı Aracın bir hasar sonucu kullanılamadığı hallerde şehir içi taksi ve kiralık araç gibi ulaşım giderleri limitler dahilinde karşılanır.   Yardım hizmet paketi teminatı Elektrik arızası, mekanik arıza, yangın, hırsızlık veya kaza sonucu sigortalı aracın hareket edememesi ile araç ve içindeki tüm yolcuların kaza sonucu gerekli yardım hizmetlerini alabilmeleri bu güvence ile mümkündür.   Hasar ikame teminatı Aracın bir zarara uğraması sonucunda ödenen hasar tutarı kadar sigorta bedeli düşer ve sigorta eksik bedel üzerinden devam eder. Örneğin, 20.000 TL üzerinden sigortalı aracınızın 3.000 TL hasarı olduğunda poliçe 17.000 TL bedel üzerinden devam edecektir. Poliçenin aracın eski değeri üzerinden devam edebilmesi için hasar ikame zeylinin yapılması gerekmektedir. Bu teminatın alınması halinde zeyil yaptırmak gerekmez ve hasar durumunda sigorta bedeli tazminat bedeli kadar azalmaz.   Alevsiz yangın teminatı Sigortalı araçta sigara ve benzeri maddelerin koltuk ile döşeme gibi araç içindeki ekipmana teması meydana geldiğinde yangın dışında oluşan zararlar bu güvence kapsamında karşılanır.   Kilit sistemi teminatı Araç anahtarının poliçede belirtilen haller sonucunda ele geçirilmesi suretiyle aracın çalınması, çalınmaya teşebbüsü sonucu meydana gelecek ziya ve hasarları ile kaybolan ve çalınan anahtarlar dolayısıyla aracın kilit mekanizmasının değiştirilmesi masrafları bu teminatla güvence altına alınır. Yurtdışı teminatı Sigortalı aracın yurt dışında poliçe kapsamı dahilinde meydana gelen zararları bu güvence ile karşılanır.    

Sigorta, sigortanızdır

Sigorta yaptırmak ile çok barışık bir toplum değiliz. Sigortaya verilecek küçük primleri gözümüzde büyütüp beklenmedik nahoş durumlarla karşılaşınca ya daha büyük bir zarara gireriz ya da devlet yardım etsin diye bekleriz. Ayvalık’ ta yakın zamanda yaşanan fırtına üzücü, maddi hasarı yüksek bir afet oldu. Batmış ve parçalanmış tekneler, darmaduman olmuş bahçeler, yıkılan ağaçlar herkesin görünce üzüldüğü bir durum.  Ayvalık’a geçmiş olsun. Herhalde artık tekneler için uygun ve yeterli barınak da yapılır. Fırtına sonrası görüntülerde aklıma ilk gelen hasara uğramış ne varsa “acaba sigortası var mı?” sorusu oldu. Sigortası varsa sigorta hasarı karşılayacak,  mal sahipleri zararlarını tazmin edecekler. Sigorta yoksa, bir afet durumu olduğu için devletten yardım istenecek. Devletimiz bu tür durumlarda vatandaşa destek oluyor. Çok şükür güçlü bir devletimiz var. Ama o kadar çok olumsuz olaylar üst üste geliyor ki hangi birine yetişilecek. İklim değişiklikleri de göz önüne alınırsa demek ki vatandaş olarak da önlem alınması gerekiyor. Üstelik devlet yardımları sonuç olarak hepimizin vergilerinden oluşuyor.   SİGORTA ÖNLEMDİR Sigorta sistemi tam da burada devreye giriyor. Biliyorum sigorta sektörü yıllardır sigortanın faydalarını anlatmaya çalışıyor. Bu konuda birçok yol denediler. Bir iletişim uzmanı olarak hala farklı yolların olduğunu da söylemeliyim. Yıllar önce İstanbul Umum Sigorta’da çalıştığım dönemlerden bu yana sigorta sektörü takibimde. Türkiye’de güçlü, bilinçli, bilgili, sistemli ve inovatif bir sigorta sistemi var. Zaten dünyada sigorta sistemi güçlüdür. Reasürans sistemi ile sigorta şirketleri de sigortalıdır. Hal böyle iken ülkemizde sigortacılar toplumu sigorta konusunda ikna etmede hala zorlanıyorlar. Oysa birçok konuda çeşitli sigortalar var. Yenileri de oluşturulabiliyor.   SİGORTA YAPTIRMAK ÖNGÖRÜ GEREKTİRİR Sigorta;  “önceden ödenen prim karşılığında, bir kimsenin ya da bir şeyin herhangi bir yönden ilerde karşılaşabileceği zararı gidermek için, bu işle uğraşan bir kuruluşla yapılan bağlantı sözleşmesi” olduğuna göre, öngörülemeyen durumları öngörme yetisi gerekiyor sigorta yaptırmak için. İşte toplumda bu konu biraz eksik sanki. Öngörü kabiliyetimiz yüksek olsa memlekette bu kadar iş kazası da olmazdı herhalde. Yani toplumsal bir bilinçsizlik söz konusu.   Sigorta acenteleri veya poliçeleri konusunda etik olmayan uygulamalar sektöre güvensizlik oluştursa da doğru ve ahlaklı çalışanlar çoğunlukta. Sigorta sektörünün insan kaynakları ve acente yönetimi konusunda belki farklı bir yol izlemesi ve yeni bir model oluşturması da gerekiyor.   SAHA ÖNEMLİDİR Daha fazla sahada olmak, müşterilerle konuşmak, taleplerini, çekincelerini öğrenmek ve bunları yönetimsel düzeyde yapmak gerekiyor sanki.  Yani konfor alanının dışına, klimalı ofislerin dışına çıkarak, müşterilerin de primleri ne kadar zorlukla ödediğini ya da araçlara gerçek hasar tespitinin yapılmadığını görmek, ya da yapılmış gibi gösterildiğini fark etmek gerekiyor. Bu güne kadar sigorta şirketim araç hasarı sonrası fikrimi hiçbir konuda sormadı. Oysa bilmeleri gereken pek çok aşama var.  Diğer yazılarımda da defalarca söyledim “saha önemlidir.” Sigorta konusunun sigorta şirketi ve müşteri tarafında görünen ve görünmeyen, konuşulan, konuşulmayan sorunları, güven, bilgi, bilinç halledilmedikçe sigorta potansiyeli öylece ortada durur ve verimli, faydalı hale gelmez. Sigorta sektörü durumun farkında ama galiba farklı yöntemler denemek gerekiyor. Sözün özü; Sigorta sistemine herkesin ihtiyacı var. Beklenmedik durumlara sigorta sistemi ile önlem almak mümkün. Fakat sigorta sektörünün de farklı çaba içinde olması gerekiyor. Öğr. Gör. Tümay MERCAN Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım B./Yönetim/İletişim Danışmanı

İkamet için Yabancı Sağlık Sigortası

Yabancı Sağlık Sigortanızı günün her saati, sadece 3 Adım ve 3 Dakikada Anında Online olarak satın alıp Elektronik İmzalı Poliçe ve Poliçe Numaranıza ulaşabilirsiniz. Satın aldıktan sonra poliçeniz elektronik imzalı olarak hemen e-mail adresinize yollanacaktır. Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre, vatandaşlık başvurusu ve ikamet izni almak isteyen yabancıların, sağlık sigortası yaptırması zorunludur. İkamet İzni randevusu almak isteyen yabancıların randevu zamanında sağlık sigorta poliçesinin aslını ya da elektronik imzalı halini ibraz etmeleri yeterli olacaktır. Poliçemiz, 10/05/2016 tarih ve 16/2016 saylı Vize ve İkamet Taleplerinde Yaptırılacak Özel Sağlık Sigortalarına İlişkin Genelge'de belirlenen asgari teminat yapısını kapsamaktadır. Yabancı Uyruklu Misafirlerin, anlaşmalı sağlık kuruluşlarında gerçekleşen tanı ve tedavilerine ait sağlık masrafları, poliçede belirttiğimiz teminatlar, limit, ödeme oranı ve istisnalara uygun olarak karşılanır. Bu masraflar, sigortalının tabi olduğu poliçede belirlenen Sağlık Sigortası Genel Şartları’na ve Özel Sağlık Sigortaları Yönetmeliği’ne ve bu özel şartlara göre sağlık kurumları uygulama şartlarına uygun hazırlanan Yabancı Sağlık sigortam hangi hizmetleri kapsıyor? Yatarak Tedavi Teminatları 1. Özel anlaşmalı hastane hizmetleri (ameliyat, ameliyathane, anestezi, ilaç, laboratuvar, radyoloji vb.) 2. Özel anlaşmalı hastanede kalınan süre içerisinde oda, yatak, yemek ve refakatçi masrafları 3. Kornea, böbrek, pankreas, karaciğer, kalp, akciğer nakli masrafları 4. ESWL, Gama Knife giderleri 5. Koroner anjiyografi giderleri 6. Özel anlaşmalı hastanede yatarak tedavi esnasında yapılan tüm tanı amaçlı biyokimya, mikrobiyoloji, patoloji tetkikleri, radyolojik inceleme ve görüntüleme masrafları 7. Özel anlaşmalı hastanede ameliyat sonrası fizik tedavi masrafları 8. Sigortalının günlük yaşam faaliyetlerine yardımcı olan ve sosyal bakımdan destek olunması amacıyla evde yapılan tıbbi bakım hizmetleri 9. Özel anlaşmalı hastanede kemoterapi, radyoterapi, diyaliz masrafları 10. Besin zehirlenmesi, alçı uygulaması, basit yanık tedavileri gibi 24 saatten kısa süreli tıbbi tedaviler (gözlem, müşahede) 11. Bir kaza veya hastalık sonucunda uzuv kaybı olması halinde suni uzuv giderleri 12. Özel anlaşmalı hastanede yoğun bakım ünitelerindeki tedavi masrafları 13. Özel anlaşmalı hastanede trafik kazası sonucu meydana gelen diş ve burun ile ilgili tedavi masrafları Ayakta Tedavi Teminatları 1. Özel anlaşmalı hastanede doktor muayene ücreti 2. Özel anlaşmalı hastanede tanı amaçlı inceleme masrafları 3. İlaç giderleri 4. Özel anlaşmalı hastanede fizik tedavi masrafları Poliçe iptal şartları nedir? 1. İkamet izin süresini kapsayan yeni bir özel sağlık sigortası poliçesinin belgelenmesi 2. İkamet izninin herhangi bir koşul ile iptali yada reddedilmesini gösteren belge 3. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gereğince Genel Sağlık Sigortası kapsamına dahil olunduğunu gösterir belge ibrazı Daha kapsamlı bir poliçe istiyorum Azami teminatların üzerinde bir poliçe planı tercih edebilirsiniz. Bunun için bizlere ulaşmanız yeterli. Sigorta uzmanlarımız size en uygun poliçeyi önereceklerdir. Yurtdışında sigorta yaptıran yabancılar Yurtdışındaki bir sigorta şirketinden sigorta yaptıran yabancılar, poliçenin Türkiye'de geçerli olduğunu belgelemelidirler. Yurtdışındaki sigorta şirketinin Türkiye'de kurulu bir ofisi tarafından akdedilmesi gerekmektedir,aksi halde Türkiye'de bir sigorta acentesi tarafından yaptırmaları gerekecektir.. https://online.nettensigorta.com/yabanci-saglik-sigortasi

Deprem sigortasının şartları değişti. 1 Ağustos’ta başladı

1 Ağustos’tan itibaren, konutlarda, deprem teminatı verilirken, birim metrekare fiyatı betonarme konutlar için 12 bin liradan, diğer konutlar için de 8 bin liradan az olamayacak. Ayrıca sigortalar enflasyona endeksli olacak ve enflasyon nedeniyle sigortacılar teminatlarda belli oranda artış yapılacak. Bu artışı da konut poliçesinde belirtecek.   Deprem sigortasının şartları değişti, fiyat ve teminatlar arttı, yeni düzenleme 1 Ağustos’ta uygulamaya girdi. Kahramanmaraş depremi sonrası hem DASK dışında sigortalı konut sayısının az olması hem de sigortalılarla sigortacılar arasında anlaşmazlıklar yaşanması üzerine; Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK), konut ve işyerlerine yönelik deprem sigortasının şartlarını baştan sona değiştirdi. Peki, neler değişti? Özellikle konutları ilgilendiren tarafını anlatayım. Ama önce bir tespitte bulunayım ki, yapılan değişiklikler daha iyi anlaşılsın. Kahramanmaraş depremi gösterdi ki, konutlar için tek başına zorunlu deprem sigortası yeterli değil. Mutlaka, DASK’ın verdiği teminatın üzeri için konut sigortası da yapılması gerekiyor. Çünkü DASK’ın, ödeyeceği en yüksek hasar rakamı bugün için 640 bin lira. Ayrıca, konuttaki eşyalar da DASK’ın kapsamına girmiyor. Gelelim, 1 Ağustos tarihinden itibaren uygulamaya giren deprem sigortasındaki değişikliklere. METREKARE FİYATI ARTTI Konut sigortalarında, sigorta bedeli; konutun metrekare birim fiyatı ile metrekaresinin çarpımı sonucu belirleniyor, buna göre de sigorta şirketi primi belirliyor. Kahramanmaraş depremi öncesine kadar sigorta şirketleri metrekare birim fiyatı kendileri belirliyorlardı. Genelde de sigortacılar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın her yıl açıkladığı metrekare birim maliyetinin biraz üzerini baz alıyorlardı. Hal böyle olunca da verilen teminat düşük kalıyor, depremde de ödenen hasar konutun değerine yaklaşamıyordu. Tıpkı, Kahramanmaraş depreminde yaşandığı gibi. İşte, SEDDK, yıllardır süren bu durumu değiştirdi. 1 Ağustos’tan itibaren, konutlarda, deprem teminatı verilirken, birim metrekare fiyatı betonarme konutlar için 12 bin liradan, diğer konutlar için de 8 bin liradan az olamayacak. Ayrıca sigortalar enflasyona endeksli olacak ve enflasyon nedeniyle sigortacılar teminatlarda belli oranda artış yapılacak. Bu artışı da konut poliçesinde belirtecek. ÖNCE DASK YAPILACAK Konut deprem sigortasında sigorta şirketleri yüzde 2 muafiyet uygulayabilecek. Nedir, muafiyet? Hasarın belli miktarını sigortalının kendisinin üstlenmesi. Yani, küçük hasarların belli bir bölümünün sigorta tarafından ödenmesi. Örneğin, hasar tutarı 1 milyon lira ise, sigorta şirketi yüzde 2 muafiyet tutarı olan 20 bin lirayı düşecek ve sigortalıya 980 bin lira ödeyecek. Yeni şartlara göre muafiyet tutarı arttıkça, sigorta şirketleri fiyatlardan indirim yapacak. Örneğin, sigortalı yüzde 10 muafiyet isterse, sigortacı fiyatta yüzde 35’e varan indirim uygulayacak. Sigorta şirketleri DASK kapsamındaki konutlar için zorunlu deprem sigortası olmadan, konuta deprem teminatı veremeyecek. Konuta önce DASK poliçesi yapılacak, DASK’ın verdiği teminatın üzeri için sigorta şirketi konut paket poliçesi kapsamında deprem teminatı verecek. Sigorta şirketi, DASK sigorta bedelinin üzerindeki hasardan sorumlu olacak. NE KADAR PRİM ÖDENECEK? SEDDK, yeni şartlara göre, deprem teminatı içeren konut sigortasındaki prim ve ödenecek hasar tutarı hakkında örnek tablo da yayınladı. Buna göre, konut sigorta bedeli 1 milyon 200 bin lira ve DASK teminat tutarı 300 bin lira olan, birinci derece deprem bölgesindeki konutun sigorta bedeli 900 bin lira (1 milyon 200 bin-300 bin= 900 bin TL) olacak ve tüketici bunun için 1.692 lira prim ödeyecek. Buraya kadar anlattıklarım, deprem sigortasının konutları ilgilendiren tarafı. Yeni düzenlemede işyerlerine ve sanayi kesimine yönelik yapılan deprem sigortalarında da ciddi değişikliğe gidildi. Deprem öncesine kadar 400 milyon TL olan sigorta bedeli limiti 1 Ağustos’tan itibaren 2 milyar TL’ye çıkartıldı.https://portal.hdisigorta.com.tr/hdi-portal/spr/direk_satis?execution=e1s2

HİZMETLERİMİZ



  0(549)743-1966